Yaşadığımız her deneyim önemli. Hepsi ilahi bir melodinin her bir notası gibi. Sonunda bu notalar yan yana geldiğinde hayatımızın melodisini oluştuyor.
Bir deneyim tamamlandıktan sonra acı vermeye devam ediyorsa; içinde ya pişmanlık, suçluluk, acizlik, öfke, korku yada değersizlik vardır.
Bir deneyimi, bir olayı, geçmişimizin herhangi bir parçasını unutmaya çalışmak ya da yokmuş gibi davranmak bu acıyı dindirmez. Tam tersine arttırır ya da benzerler olayları, benzer insanları hayatımıza çekmeye başlar.
Çünkü aslında acıyı hissetmemize sebep olan şey deneyimin kendisinden ziyade o deneyimin bizde oluşturduğu hislerdir. O olaya, ilgili kişilere yüklediğimiz yada sonuçla ilgili çıkardığımız anlamdır.
Hislerimiz ve yüklediğimiz anlamlarla bu deneyimi, pozitif katkıya kilitleriz. Orada bir inanç programı oluştururuz. Artık bizim için “zaten bu böyledir”. Hayat zordur. Mutlu olmak imkansızdır. Politikacılar kötüdür. Para kirlidir. Tekamül etmek (ilerlemek) için acı çekmek gerekir. O kilit açılana kadar hep benzer durumları yaşarız. Bir adım ilerlemek için terk edilir, çalışmak için kırgınlık yaşar, sevilmek için fedakarlık eder, mutlu olmak için acı çeker, anlaşılmak için şikayet ederiz.
Her deneyim önemli ve değerlidir. Tamamı pozitif bir duruma hizmet eder. Bizi daha güçlü, daha anlayışlı, daha şefkatli, daha dikkatli, daha saygılı yapar; daha da bilge yapar; motive eder, illaki daha iyiye götürür. Bu durumu anlamak ve kavramak, benzer deneyimlerin hayatımıza çekilmesini önlediği gibi, acıyı da yok eder.
Yaşanan her olayı, her deneyimin “olduğunu” kabul etmek ilk adımdır. Bu yaşanmıştır, deneyimlenmiştir ve “kayıtlara – zaten- geçmiştir”. Bu artık “geçmiştir.” Bugün bize acı veren ise, o deneyim sırasında oluşan hislerdir. Bu hisleri anlayarak, kabul ederek değiştirmek ve dönüştürmek anahtardır. Kilitli olan ise bu deneyimin katkısıdır.
Anahtar da kilit de zaten bizdedir.
Anahtarı kullanalım, kilidi açalım ve eşikten geçelim. İşte bu geçişte özgürlük vardır, güçlülük vardır.
Begüm Güven Karace